Kürtlerin misafirperverliği müthiş

Kürtlerin misafirperverliği müthiş
Rusya’nın başkenti Moskova’dan Diyarbakır’a gelen anne Tatyana Kovach ve kızı Katrin Kovach, kentin tarihi yerlerini gezmenin paha biçilemez olduğunu belirterek, Kürtlerin misafirperverliğinden çok etkilendiklerini aktardı.

Neval AKYÜZ-Recep ÇALIŞKAN/YENİGÜN ÖZEL - Başkent Moskova’dan Diyarbakır’a gelen Tatyana Kovach ve kızı Katrin Kovach, kentte geçirdikleri anları Yenigün’e paylaştı. Moskova’dan buraya tarihi yerleri görmek istedikleri için geldiklerini belirten Katrin Kovach, Mezopotamya’nın tarihi dokusunu yerinde gördükleri için çok mutlu olduklarını ifade ettiler. Moskova Üniversitesi’nde çalıştığını aktaran Kovach, Diyarbakır’a hayran kaldıklarını belirterek, “Moskova Üniversitesi’nde çalışıyorum ve kısa süreli tatilden istifade annem ile beraber Diyarbakır’a geldik.

Sürekli Mezopotamya’yı merak ediyorduk ve bu nedenle Diyarbakır’a gelmek istedik. Buradaki camileri, kiliseleri görünce bir kez daha buraya hayran kaldım. Diyarbakır’da 5 gün kalacağız. Ulu Camii ziyaret ettik. Antik ve sıra dışı bir yer. Diyarbakır’da kaldığımız süre boyunca tarihi birçok yeri gezeceğiz. Dicle Nehri’ni ve On Gözlü Köprü’ ye hayran kalmamak elde değil” dedi.

‘KÜRTLERİN MİSAFİRPERVERLİĞİ MÜTHİŞ’
Diyarbakır’da gördükleri misafirperverlikten etkilendiklerini söyleyen Katrin, “Kürtlerin misafirperverliği müthiş. Diyarbakır’a ayak bastığımız andan beri buradaki insanlar bize çok iyi davrandı. Herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Gelmeden önce internette bazı olumsuz haberler görmüştük fakat olumsuz herhangi bir durum göremedik. Sadece Sur ilçesinin ara sokaklarında biraz kirlilik var onun dışında Diyarbakır’daki her şeye hayran oldum. Sur sokakları dolambaç gibi. Burada birkaç kez kaybolduk fakat sağ olsun insanlar daha konuşmadan bize yardımcı oldular. Burada çok güzel insanlarla tanıştım. Arkadaşlarım ve çevreme de Diyarbakır’dan bahsedeceğim, Bence her insanın burayı gelip görmesi gerek” diye konuştu.

‘DİYARBAKIR’DA ÇAYA ALIŞTIM’
Diyarbakır’da sürekli gittikleri her yerde çay ikram edildiğini belirten Katrin, “Burada çaya alıştım. İtalya’da çay bulamıyorduk burada çaysız yer yok. Buranın çayına alıştım bile. Biraz sert bir tadı var fakat içmeye başladıktan sonra alışıyorsunuz. Ayrıca Diyarbakır’ın ciğerini çok sevdim. Daha önce ciğer yememiştim. Buradaki ciğerin kokusu bile farklı. Henüz daha tam tatmin olamadım biraz daha gezmem gerek. Biliyorsunuz Rusya’ya karşı bazı yaptırımlar olduğu için Avrupa ülkelerine gidemiyoruz ve bu dönemde Türkiye bize kapılarını açtı. İspanya’ya, İtalya’ya da gittik daha önce fakat Türkiye’de, Diyarbakır’da en az Avrupa kadar güzel. Eski Diyarbakır denilen Suriçi bölgesini gezmeye devam edeceğiz. Daha sonra Zerzevan Kalesi’ne gitmeyi düşünüyoruz. Daha sonra modern Diyarbakır olarak tabir edilen yerlere de gitmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.