M. Bedri Baran yazdı: İsraf kültürsüzlüğü; Serpme Kahvaltı

TBMM Dilekçe Komisyonuna, evlilikte 25 yılını tamamlayan kadınların emekli olabilmesine imkan sağlanmasından her mahallede bir caminin nöbetçi olarak açık kalmasına ve gıda israfına neden olduğu gerekçesiyle serpme kahvaltının yasaklanmasına kadar yüzlerce ilginç başvuru yapıldı.

Diğerlerine gücüm yetmez ama en azından serpme kahvaltı ile ilgili birkaç kelam etmek isterim.

Reçel çeşitleri, zeytinler, peynir, mırtoxa, kavurmalı yumurta, tereyağı, kaymak, bal…

Tüm bunları tek başına yiyebilen babayiğit azdır.

Bizzat şahit olduğum birkaç girişimde bunun başarılmadığına şahit olduğum için böylesine iddialı yazdım.

Yiyen de kendine zarar veriyor inadına…

Varda var, say say bitmeyen, ismine de serpme denilen sonradan görme bir gelenek(sizlik) hali.

2-3 kişiye yetebilecek bir sofra bir kişiye dayatılıyor da dörtte ikisi bilemedin zorlama 4’te 1’i çöpe gidiyor.

Nasıl bir akıl nasıl bir israf.

Aç gözlülük değil bu çok daha başka bir şey.

Serpme; İsmi bile itici.

Daha önce birkaç kahvaltıcı da rastladığımız, şimdi ise hemen hemen tüm tarihi mekanlarda (kafelere dönüştürülen birçok Diyarbakır evinde) olan ve ismine serpme kahvaltı dediğimiz zengin kahvaltı sofraları tamamen israfın resmini koyuyor önümüze.

Bir kişi için getirilen kahvaltıyı yiyebilecek babayiğit var mı diye hep merak etmişimdir.

Şahsen ben yiyemiyorum.

Yemem için en az bir kaç gün hiçbir şey yememem lazım.

Birçok insanın da benim gibi olduğunu gözlemlediğim için bunun daha geniş bir kitle tarafından aynı duygularla eleştirildiğini biliyorum.

Bir de bir zorunluluk var bu gibi yerlerde.

Diyelim beş kişi gittiniz, üç kişilik isteme şansınız yok. Rica minnet bir eksiliyor, eksiltince de size bir bakışları var anlatamam; “Ben ne kabahat işledim” diye kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz.

Yani yeme alışkanlığına ters bir durum, madem geldin, yiyip yiyemeyeceğine bakmadan isteyeceksin serpme kahvaltıyı…

Kardeşim 200 lira alacağına, daha çok yenilmeyenlerin bir tespitini yaparak çeşitleri azalt ve fiyatını da eksilt, sen de kurtul, biz de kurtulalım bu eziyetten.

Yok, illaki israf üzerinden kazanacak; kaybettiğini bilmeden.

Yazık, günah!

Meclis işbaşına; başarır mı, yaparmı? Yok.

İsraf deryasına boşa kürek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Bedri Baran Arşivi